Irgat, Mustafa. Sinemaya doğru. Genç Sinema (2) 1968, sf. 4-5.
Mustafa Irgat
SİNEMAYA DOĞRU
Görüntüler,
-geçmişten geleceğe, gelecekten geçmişe- geçmişin sessizliğini yıkacak olan
çığlığın kıyısında, yaratmanın iki kez yaratma olduğu geleceğin kıyısında.
Sinemada
çıkışı bulmak için durmadan dönenen güçler var; kırılmalarda, ıssızda,
yoksulluklarda dönenen güçler.
Bundan
böyle tüm ikilemleri saptamak gerek. Ak alın, devrimin kültürünü tanımladıktan
sonra bu yıkıntılar görünümü karşısında yenileşmemiş olandır.
...
patlayışı öneren, ben'leri, sen'leri, o'ları insanca algılayan "işçileriz
biz" diyebilmek; acıyı sevince, kini sevgiye dönüştüren "işçileriz
biz" diyebilmek...
Özlem
yitip giden anın en doğru
işlemesini özlemek; anın duyulmasını ve görülmesini özlemek. Özlemek.
Bir gün gelecek.
Yanlışları
doğrularla dengelemek, tutarsızlığın maskelerini koparıp dipsiz kuyulara
indirmek: yüce patlayışı pekiştirmek.
Kavganın
ağıtını yazar çağdaş sinemacı,
Kavganın
ağıtını yazar. yazmak için yazar. Kurduğu düşle yoğurur onu.
Göstermek
için gösterir: kaygı ortadan kalkar.
***
Sürgün-çaresizlikler
bir gün yerlerini sürgün-direnişlere bırakırlar.
O
gün
her
"çekim" sorumluluğun
görüntüleşmesidir; görüntüleşip sorumluluğu büyütmesidir belki de.
Silah
kuşanmak binlerce umutlanmaktır; susmak ve değişmek silah kuşanmanın umudu.
Durum "oyuna" yer vermez. Sinemacıyla başlayan ne varsa sinemacıyla
biter.
Öze doğru
bir tutkunluk, dirilişe yön verme yani gizemli çılgınlık: Ben'lerin, sen'lerin,
o'ların varlığı yani sinemanın varlığı.
Büyülü
Bakış yaşamla kurulmuş silinmez görüntülere doyar, hiç kimsenin imlemediği,
inanmışlığın en beklemiş görüntülerine doyar.
Kişi
uykudan uyanır: acı çeker. Soyluluk bir uzun gündüzü soluklar: bitimsiz kaynak,
coşkun süreç tarih uyanır. Sinema görevine başlar.
(SİNEMA
GÖREVİNE BAŞLAR)
Şimdilerde
durmaksızın şekillenen bir
zorunluluğuz, sayısızcasına git-gel'lerden örülü bir düşünceyiz. Gerçeğin iç
oyuncularıyız, bir ölümsüz birlik, bir şarkı, bir bildiriyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder