18 Şubat 2010 Perşembe

Hulki Aktunç - Bir Şeyin Varoluşu

BİR ŞEYİN VAROLUŞU


Mustafa Irgat ile Burhan Uygur’a Mevlüd olsun içün
Karanlık söz ile beyaza dönmüş de varıp varmadığını
Acıklı yüzleriyle hep sormalı olanlar içün söyledim
Bunun burasında sözcükler yok olur, var olur bir şey

Boya ve laf, kendilerini bize doğru aşar gider:

Ölüme başladık mı Mustafa?

Öncelerimizden sakınmak gibi,ölüme
Başladık mı, öncelerimizden bölünmek gibi.

Ve Burhan efendi karanlık fanilasıyla
En ötelerin etle mayalanmış boyasında.

Ölüme başladık mı Mustafa?
Öncelerimizden bölünmek gibi.

Kendimizden birkaç baba sonra
Birkaç anne belki de.
Üç beş oğul birkaç sarı kız sonradır
Belki de karşılayabildiğimiz yaşam.
Çarşı çiçeğindeki toprak, toz ve ölüm.

Taklit hakkı anadilde midir?
Ölüme de başlamıştık Mustafa.

Nedense birlikte görmüştük ikinizi
En son. En son Asmalımescit’te.
Bir cemreye birkaç öğün kaldığı gün
Akşam  inmek bilmiyordu. Teta,
Sonsuz umut,ince gül inmiyordu.

Ayışığı karanfil, ay kuyumcusu.
Omuzsuz Burhan diyor ki:
Moustapha, şiir, bir rengin
Parçalanıp unutulması olabilir.

Ustaları canevinden çırak çıkaran
Bir şeydir ve kimse saçıyla bilemez,
Diye ekliyordu Moustapha.

Kim bilir mahallemizin tek çıkmazını?
Tek ordadır ölüm ve bizden dökülür.

Komşu düşmanlar eğrilmiş resimler
Yüz binlerce gözün girer olduğu
Üç kapılı kapılar, pencere kepenkleri.
Tahta,
Bir sesi içe içe bitiriyor ki
Ömrüne biraz Burhan biçiliyordu.

Ece ile bir şiire başlayan adsız kalabilir.
Mustafa, bilinmez de bir ad ile boğuşan.

Mustefa, dedi bu kez: garip mürüvvet,
Bacaklar ve boşluk ve loş gışa! Demin
Ne de erken, şimdi ne geç bir loş gışa!

Buhran mı? Geç canım Burhan, büyütece
Ne gerek? Yazı iridir. Çek gözünü dünyadan
Resim iridir. Diri ve loştur çünkü gışa.

Boşluk da dolduğumuz yerden kalan,
Ölmeye girmemizden kalan,
Bir ve pir olduğumuz bi yerden kalan.

Dilin bir yerlere saklanışı,amin!
Betim ve istekten kopuyordur,amin.

Cihat Beyin ölmediği söyleniyor bugünlerde.
Bir sözcüğe gizlendiğini anlatıyor ve amma
O sözcüğü ararsan –ki bir fiil olmalı- bükünsüz
Bir eylemin bin bir biçimine bürünüp,amin,

Zeminlerden tavanlardan yırtılarak, güneşi de
Koltuğu da yanıltarak, kiremitleri ve bankaları
Ve köpeksi göğü ve kedi ayaklı bir fırçayı bile
Aldatarak, amin, Cihat Beyin ölmediğini
Söylüyorlar Mustafa.

“Ben işe gelemem, bi şeyler düşünürsem
Sana telefon ederim. Tamam mı?” Değil.


Ölmeyi bitirdin Mustafa.

Ludingirra 6'da ve Şiiratı Yaz Kitabı'nda basıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder